ISSN 1305-5550 | e-ISSN 2548-0669
Göğüs-Kalp-Damar Anestezi ve Yoğun Bakım Derneği Dergisi - GKD Anest Yoğ Bak Dern Derg: 24 (2)
Cilt: 24  Sayı: 2 - 2018
ARAŞTIRMA
1. 
Sevofluran ve izofluran’ın sağlıklı rat akciğeri üzerine inflamatuar etkilerinin incelenmesi
Analysis of the imflammatory effects of sevoflurane and izofluran on healty rat lung
Fatma Acıl, Cem Kıvılcım Kaçar, Osman Uzundere, Sedat Kaya, Abdulkadir Yektaş
doi: 10.5222/GKDAD.2018.20092  Sayfalar 45 - 59 (2846 kere görüntülendi)
GİRİŞ ve AMAÇ: Çalışmamızda izofluran ve sevofluranın sağlıklı rat akciğerindeki inflamatuar etkilerini incelenmeyi amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Yirmibir adet rat rastgele üç gruba ayrıldı. Kontrol Grubu (n=6); %50 oksijen + %50 hava; İzofluran Grubu (n=7) % 1.2 İzofluran + %50 oksijen + %50 hava, Sevofluran Grubu (n=6) % 2.5 Sevofluran + %50 oksijen + %50 hava ile 2 saat mekanik ventilatör ile solutuldu. Grupların MPO aktiviteleri, TBARS düzeyleri, alveoler makrofaj sayıları ve alveoler epiteliyal apoptotik hücre sayıları istatistiksel olarak değerlendirildi. p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
BULGULAR: Sevofluran Grubu’nda, Kontrol ve İzofluran Grubu’na göre MPO aktivitesi ve TBARS düzeyi anlamlı derecede düşük saptandı. İzofluran Grubu’nda, Kontrol ve Sevofluran Grubu’na göre alveoler makrofaj sayısı ve M-30 pozitif hücre sayısı anlamlı yüksek, Sevofluran Grubu’nda ise Kontrol Grubu’na göre anlamlı yüksek olarak saptandı. Işık mikroskobik incelemede Sevofluran grubu ve daha fazla olmak üzere İzofluran Grubu’nda yaygın mononükleer hücre infiltrasyonu, diffüz alveoler hasar, alveoler ödem, alveoler septumlarda kalınlaşma, alveol lümeninde yoğun alveoler makrofaj ve daha az miktarda nötrofil ve tip II pnömositler gözlendi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışmanın sonuçları bize, sevofluranın sağlıklı rat akciğeri üzerine inflamatuar etkisinin izoflurana göre daha az olduğunu düşündürdü.

2. 
Bel Çevresi Göğüs Çevresi Oranının Yoğun Bakım Ünitesinde Mortalite Üzerine Etkisi
The Effect of Waist Circumference/Chest Circumference Ratio on Mortality in Intensive Care Units
Işıl Coşkun Musaoğlu, Murat Aksun, Atilla Şencan, Kaan Katırcıoğlu, Nagihan Karahan
doi: 10.5222/GKDAD.2018.30085  Sayfalar 60 - 66 (1819 kere görüntülendi)
GİRİŞ ve AMAÇ: Abdominal obezite metabolik hastalıklar ve kardiyovasküler hastalıklar gibi birçok sağlık problemine sebep olmaktadır. Vücut kitle indeksi (VKİ) bize vücut yağ dağılımı ile ilgili bilgi vermemektedir. Bel çevresi ölçümleri abdominal obeziteyi daha doğru göstermektedir. Bu nedenle mortaliteyi belirlemede yoğun bakım skorlama sistemlerinde bel çevresini kullanmanın daha doğru olacağını düşünmekteyiz.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmamızda hastaların yaşlarını, VKİ'lerini, bel çevrelerini, göğüs çevrelerini, bel çevresi/göğüs çevresi oranını, APACHE 2 skorlarını, SOFA skorlarını, mekanik ventilasyon sürelerini ve yoğun bakım ünitesinde yatış sürelerini inceledik. Bel çevresi/göğüs çevresi oranının mortalite üzerine etkisini, bu oranın mortaliteyi belirlemede VKİ'den daha duyarlı olup olmadığını ve yoğun bakımda kalma süresi ve mekanik ventilasyon süresi ile ilişkisini araştırdık.
BULGULAR: Bel çevresi, göğüs çevresi ve mortalite arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptamadık. Benzer şekilde, VKİ ve mortalite arasında da anlamlı bir fark saptamadık.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Yoğun bakım ünitelerinde bel çevresi, göğüs çevresi ve mortalite arasındaki ilişkiyi belirleyebilmek için geniş, çok merkezli çalışmalara ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.

3. 
Pulmoner Tromboendarterektomi Ameliyatlarında Klinik olarak Anestezi Tecrübemiz
Our Experience with Anestetic Management of Pulmonary Thromboendarterectomies
Tülay Örki, Halide Oğuş, Atakan Erkılınç, Rezzan Yaltırık, Deniz Avan, Canan Güler, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak
doi: 10.5222/GKDAD.2018.37880  Sayfalar 67 - 73 (1306 kere görüntülendi)
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada; Şubat 2011-Aralık 2014 tarihleri arasında kliniğimizde PTE ameliyatı yapılan 235 hastada uyguladığımız anestezi yönetimini ve klinik sonuçlarımızı sunmayı amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Operasyon odasında full monitörizasyon (serebral rejional oksijen satürasyonu (rSO2), EKG, periferik doku oksijen saturasyonu (SpO2), invaziv arteryel ve santral venöz basınç, ortalama pulmoner arter basınç, CO, Cİ ve PVR ölçümü için termodilüsyon katereri takıldı. Hastalara kardiyopulmoner bypass ve derin hipotermik total sirkulatuvar arrest eşliğinde pulmoner tromboendarterektomi (PTE) yapıldı.
Hastaların ortalama arter basıncı (OAB), kardiak output (CO), kardiyak indeks (CI), pulmoner vasküler rezistans (PVR) ve ortalama pulmoner arter basıncı (OPAB) değerleri anestezi indüksiyon sonrası ve pompa çıkışı ölçülerek kaydedildi.
Hastaların YBÜ’de kalış süreleri, hastanede kalış süreleri, nörolojik semptomlar, total mortalite, ECMO kullanımı ve ECMO ile mortalite kaydedildi.

BULGULAR: Hastaların indüksiyon sonrası ölçüm değerlerine göre pompa çıkışı ölçülen OPAB ve PVR değerlerinde anlamlı olarak azalma, Cİ ve CO değerlerinde ise anlamlı olarak artma saptandı (p<0,05)
Hastaların YBÜ’de kalış zamanı 6,7±4,6 gün, hastanede kalış zamanı 12,5±6,8 gün olarak bulundu. Toplam mortalite %11,9, ECMO kullanımı %12,8, ECMO ile mortalite % 6,4 olarak saptandı. Hiçbir hastada kalıcı nörolojik defisit gelişmedi.

TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç olarak; PTE komplike bir kardiyotorasik cerrahidir. İyi bir anestezi yönetimi ile hastalarda komplikasyon riski azalmakta ve yaşam kaliteleri artmaktadır.

4. 
Koroner Arter Baypas Greftleme Cerrahisinde Laktat Düzeyleri İle Komplikasyonlar Arasındaki İlişki
Relationship Between Lactate Levels And Complications In Coronary Artery Bypass Grafting Surgery
Selim Gülşan, Cengiz Şahutoğlu, Seden Kocabaş, Fatma Zekiye Aşkar
doi: 10.5222/GKDAD.2018.93064  Sayfalar 74 - 81 (2196 kere görüntülendi)
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırmada elektif koroner arter baypas greftleme cerrahisi uygulanan erişkin hastalarda laktat düzeyleri ile komplikasyonlar arasındaki ilişkinin ve yüksek laktata neden olan faktörlerin araştırılması amaçlandı.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Hastaların preoperatif, intraoperatif ve postoperatif verileri retrospektif olarak hasta dosya bilgilerinden tarandı. Hastaların bazal, kardiyopulmoner baypas (KPB) soğuma, KPB ısınma, sternum kapatılması, postoperatif 0.saat, postoperatif 6.saat, postoperatif 12.saat, postoperatif 24.saatte alınan arteriyel kan gazlarında laktat, glukoz ve diğer kan gazı parametreleri değerlendirildi. Hastaların herhangi bir zaman da ölçülen laktat değerleri 0-3.9 mmol/L arası laktat (Grup 1, n=125 hasta); 4 ve üzeri mmol/L laktat (Grup 2, n=55 hasta) olacak şekilde iki gruba ayrıldı. Her iki grup ile komplikasyonlar arasında anlamlı ilişki olup olmadığı araştırıldı.
BULGULAR: Çalışmaya alınan 180 hastanın ortalama yaşları 61.7±9.6 yıl olup, %80’i erkek idi. Hastaların %3.3’üne tek koroner, %20.6’sına iki koroner, %40.1’ine üç koroner, %26.1’ine dört koroner ve %3.9’una ise beş koroner anastamozu uygulandı. Grup 1’de laktat seviyeleri sternum kapanırken, postoperatif 0.saat, 6.saat, 12.saat, 24.saatte Grup 2’den anlamlı olarak daha düşüktü (p<0,001). Gruplar arasında çoklu organ yetmezliği (MODS, p=0.027) dışında komplikasyonlar ve mortalite açısından fark saptanmadı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Koroner arter cerrahisi geçiren hastalarda laktat intraoperatif ve postoperatif dönemde yükselebilmektedir ve postoperatif 12. saatte en yüksek değerine ulaşmaktadır. Fakat, MODS dışında, yüksek laktat seviyeleri ile komplikasyonlar arasında anlamlı ilişki saptanamamıştır.

OLGU SUNUMU
5. 
Nefes darlığının nadir bir nedeni olarak dev perikardiyal kist
A giant pericardial cyst as a rare cause of shortness of breath
Umut Kocabaş, Atilla Pekçolaklar
doi: 10.5222/GKDAD.2018.80707  Sayfalar 82 - 84 (1011 kere görüntülendi)
Perikardiyal kistler nadir görülen, iyi huylu, konjenital kardiyak anomalilerdendir ve sıklıkla asemptomatik seyrederler. Bu olgu raporunda, perikardiyal kistlerin önemi ve nadir bir komplikasyonu olarak kardiyak kompresyona bağlı gelişen nefes darlığı olgusu sunulmuştur.

EDITÖRE MEKTUP
6. 
Vena kava superior sendromlu gebe bir hastada tedavi yaklaşımımız
Our therapeutic approach to pregnant patient with superior vena cava syndrom
Abdulkadir Yektaş, Süleyman Sabaz, Sinan Aşar, Gülay Eren Aşık, Oya Hergünsel
doi: 10.5222/GKDAD.2018.32559  Sayfalar 85 - 91 (1092 kere görüntülendi)
Makale Özeti |Tam Metin PDF

OLGU SUNUMU
7. 
Larenjektomi sonrası trakeostomi uygulanan hastada yabancı cisim aspirasyonu
Foreign body aspiration in patients with tracheostomy after laryngectomy
Emel Gündüz, Hanife Karakaya Kabukçu, Tülin Aydoğdu Titiz
doi: 10.5222/GKDAD.2018.60565  Sayfalar 92 - 95 (2184 kere görüntülendi)
Yabancı cisim aspirasyonları çocuklara oranla yetişkinlerde daha az görülebilen ve bazen ölümle sonuçlanabilen ciddi bir klinik durumdur. En sık bulgu yabancı cisim aspirasyonu sonrasında devam eden şiddetli öksürüktür. Belirtileri nefes darlığı, ateş, hemoptizi, kronik öksürük ve tekrarlayan pnömonidir. Yabancı cisim uzun süre kaldığında atelektazi, kronik akciğer enfeksiyonu, apse, bronşiektazi gibi komplikasyonlar gelişebilir. Yabancı cismin hızlı ve güvenli bir yöntemle çıkarılması ciddi komplikasyonlardan korunması açısından oldukça önemlidir. Bronkoskopi tanı ve tedavi için önerilmektedir.
76 yaşında 22 yıldır larenjektomili olan erkek hastanın trakeostomi kanülünü evde temizlerken trakeostomi fırçasını aspire etmiştir. Yapılan rijit ve fleksibl bronkoskobi ile oluşan granulasyon dokusuna bağlı trakeostomi fırçası çıkarılamayan olgunun sağ torakotomi ile çıkarılması sunulmuştur.

LookUs & Online Makale