ISSN 1305-5550 | e-ISSN 2548-0669
Göğüs-Kalp-Damar Anestezi ve Yoğun Bakım Derneği Dergisi - GKD Anest Yoğ Bak Dern Derg: 21 (1)
Cilt: 21  Sayı: 1 - 2015
DERLEME
1. 
Kardiyak Cerrahi Geçirecek Hastalarda Zor Havayolu Yönetimi
Difficult Airway Management in Patients Undergoing Cardiac Surgery
Deniz Kızılay, Ayten Saraçoğlu, İbrahim Haluk Kafalı
doi: 10.5222/GKDAD.2015.001  Sayfalar 1 - 7 (2877 kere görüntülendi)
Anestezi nedeniyle karşılaşılan ölümler, en çok havayolu sağlanması sürecinde olan problemlerden kaynaklanmaktadır. Zor havayolu tanımı, eğitimli bir anestezist tarafından zor trakeal entübasyon, yüz maskesiyle havalandırmada zorluk veya her ikisini de kapsayan durum için kullanılır. Kardiyovasküler hastalığı olan hastalar özellikli hasta grubu içinde sayılırlar. Günümüz yaşam koşullarıyla kardiyak cerrahi geçirecek hasta sayısı her geçen gün artmaktadır. Zor havayolu yönetimi sırasında ortaya çıkan kardiyovasküler cevaplar, kardiyak cerrahi geçirecek hastalarda çeşitli komplikasyonlara yol açabilir. Bu derlemede, kardiyak cerrahi geçirecek hastalarda zor havayolu yönetiminin değerlendirilmesi ve farklılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır.

DENEYSEL ÇALIŞMA
2. 
Fast Track Kardiyak Anestezide Postoperatif Sedasyon İçin Propofol Ve Deksmedetomidinin Karşılaştırılması
Propofol Versus Dexmedetomidine For Postoperative Sedation In Fast-track Cardiac Anesthesia
Zeynep Pestilci, Demet Sergin, Işık Alper, Seden Kocabaş, Sezgin Ulukaya, Fatma Zekiye Aşkar
doi: 10.5222/GKDAD.2015.008  Sayfalar 8 - 15 (1075 kere görüntülendi)
AMAÇ: Bu prospektif, randomize, çift kör çalışmada koroner arter baypas greftleme (KABG) cerrahisi geçiren hastalarda deksmedetomidin ve propofolün postoperatif sedasyon, solunumsal ve hemodinamik parametreler ve hasta memnuniyeti üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlandı.
YÖNTEMLER: 40-75 yaş arası, ASA II-III, ejeksiyon fraksiyonu %40’dan yüksek olan, 42 hasta çalışmaya alındı. Anestezi indüksiyonu sonrasında, anestezi idamesi 1 mg kg-1 sa-1 propofol, 0.5 μg kg-1 sa-1 fentanil ve % 3-6 desfluran ile sürdürüldü. Sternum kapanma aşamasında tüm hastalarda fentanil infüzyonu kesildi ve hastalar, propofol grubu (Grup P, n: 21) ve deksmedetomidin grubu (Grup D, n: 21) olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Grup P’de propofol 0.2-0.7 mg kg-1 sa-1 doza azaltılarak devam ederken, Grup D’de propofol kesilip yerine 0.2-0.7 μg kg-1 sa-1 deksmedetomidin infüzyonu başlandı. Sternum kapatıldığında desfluran kesildi. Postoperatif sedasyon düzeyi Ramsey Sedasyon Skalası, ağrı düzeyi Vizüel Ağrı Skalası ile değerlendirildi. Yeterli klinik koşullar sağlandığında hastalar ekstübe edildi. Postoperatif dönemde ekstübasyona kadar geçen süredeki hemodinamik ve solunumsal parametreler, ağrı ve sedasyon düzeyi, toraks drenajı ve hasta memnuniyeti değerlendirildi.
BULGULAR: Weaning’e geçiş (65±42’ye 104±70 dk) ve ekstübasyon süresi (207±57’ye 249±68 dk) Grup D’de, Grup P’ye göre daha kısa bulundu (p<0.05). Yoğun bakımda kalış süresi, total analjezik tüketimi, toraks drenajı, hemodinamik ve gastrointestinal komplikasyonlar her iki grupta benzer bulundu (p>0.05). Hasta memnuniyeti açısından istatistiksel anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05).
SONUÇ: Deksmedetomidin, yükleme dozu olmadan direkt infüzyon ile başlandığında yan etki profili etkilenmeden, hemodinamik stabiliteyi sağlama, weaning ve ekstübasyon sürelerini kısaltma gibi avantajları ile fast-track kardiyak anestezi yönteminde yararlı ve güvenli kullanılabilecek bir ilaç olarak propofole alternatif oluşturabilmektedir.

3. 
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı Olan Koroner Arter Baypas Cerrahisi Hastalarında Preoperatif Beta-Bloker Kullanımının Postoperatif Komplikasyon Üzerine Etkileri
The Effects Of Preoperative Beta-Blocker Using On Postoperative Complication In Coronary Artery Bypass Grafting Surgery Patients With Cronic Obstructive Pulmonary Disease
Meryem Radovuş Doylan, Murat Aksun, Nagihan Karahan, Senem Girgin, Volkan Kuru, Orhan Gökalp, Atilla Şencan, Lale Koroğlu, Kaan Katırcıoğlu, Gülçin Aran
doi: 10.5222/GKDAD.2015.016  Sayfalar 16 - 22 (1126 kere görüntülendi)
AMAÇ: Bu çalışmada elektif koroner arter baypas greft (KABG) cerrahisi geçiren, preoperatif dönemde beta bloker kullanan kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan ve olmayan olguları postoperatif ekstübasyon zamanı ve yoğun bakımda kalış süreleri açısından karşılaştırdık.
YÖNTEMLER: Kesitsel özellikteki çalışmamızda 01.05.2005- 31.05.2012 tarihleri arasında koroner arter baypas greftleme cerrahisi geçiren toplam 2423 hastanın bilgisayar verileri ve hasta dosyaları retrospektif incelenerek tarandı. Preoperatif fizik muayene ile ve/veya solunum fonksiyon testleri ile KOAH tanısı alan hastalar ve daha önce KOAH tanısı ile hastaneye yatırılmış olanlar ile göğüs hastalıkları tarafından KOAH tanısı ile takip edilen hastalar Grup 1 (KOAH grubu) olarak, kalan hastalar ise Grup 2 (kontrol grubu) olarak alındı.
BULGULAR: Dahil olma kriterlerini karşılayan 687 hasta çalışmaya alındı Grup 1 ve Grup 2’nin ekstübasyon süreleri ortalamaları sırasıyla 906±667 ve 830±561 olarak saptandı ve iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Grup 1 ve Grup 2’de ortalama yoğun bakım kalış süreleri sırasıyla 3.6±2.7 gün ve 2.9±1.5 gün saptandı. Grup 1’de, yoğun bakımda kalış sürelerinin Grup 2’ye göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha uzun olduğu saptandı.
SONUÇ: Preoperatif beta bloker kullanan hastalarda KOAH varlığı ekstübasyon süresini değiştirmezken, YB da kalış süresini uzatmaktadır. Bu durumun KOAH’ı olan hastalarda postoperatif dönemde sık görülen PaO2 düşüklüğü ve pnömoni gibi komplikasyonlara bağlı olabileceğini düşünmekteyiz.

4. 
Tek Akciğer Ventilasyonunda Çift Lümenli Endobronşial Tüp ile Endobronşial Bloker Uygulamasının Karşılaştırılması
Comparison of Double Lumen Endobronchial Tube and Bronchial Blocker Applications in One Lung Ventilation
Sami Eksert, Gökhan Özkan, Mehmet Emin İnce, Vedat Yıldırım, Tarık Purtuloğlu, Ömer Yanarateş, Ercan Kurt
doi: 10.5222/GKDAD.2015.023  Sayfalar 23 - 29 (1588 kere görüntülendi)
AMAÇ: Çift lümenli endobronşiyal tüp ve bronşiyal blokerler tek akciğer ventilasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışmada amacımız bronşiyal blokerlerin çift lümenli endobronşiyal tüpe göre avantaj ya da dezavantajlarını belirlemek ve tek akciğer ventilasyonunda çift lümenli endobronşiyal tüplere alternatif ya da daha uygun bir havayolu aracı olduğunu ortaya koymaktır. Bu amaçla tek akciğer ventilasyonu planlanan ASA I-II, 80 hastayı randomize klinik çalışmamıza dahil ettik.
YÖNTEMLER: Hastalar randomize olarak sol çift lümenli endobronşiyal tüp (n= 20), sağ çift lümenli endobronşiyal tüp (n=20), sol bronşiyal bloker (n=20), sağ bronşiyal bloker (n=20) olmak üzere dört gruba ayrıldı. Çift lümenli endobronşiyal tüp ve bronşiyal blokerlerin fiberoptik bronkoskop yardımıyla yerleştirilmeleri için gerekli süre, lateral dekubit pozisyonda ve operasyon sırasında çift lümenli endobronşiyal tüp ya da bronşiyal blokerin fiberoptik bronkoskop ile malpozisyonunun belirlenmesi, akciğer kollapsının cerrah tarafından değerlendirilmesi, postoperatif boğaz ağrısı/yutma güçlüğü belirlenerek kaydedildi.
BULGULAR: Tüp yerleştirilmesi için gerekli süre çift lümenli endobronşiyal tüp grubunda (7,53 ± 2,41 dk) bronşiyal bloker grubuna (5,50 ± 2,63 dk) göre uzun bulundu (p< 0,05). Yerleştirme süreleri sol çift lümenli endobronşiyal tüpde 7,02 dk, sağ çift lümenli endobronşiyal tüpde 8,05 dk, sol bronşiyal blokerde 6,70 dk ve sağ bronşiyal blokerde 5,92 dk olarak bulundu. Her grubu ayrı ayrı olarak birbiriyle karşılaştırdığımızda ise sağ çift lümenli endobronşiyal tüp ile sağ bronşiyal bloker (p=0,003) ve sağ çift lümenli endobronşiyal tüp ile sol bronşiyal bloker (p=0,03) arasında istatistiksel olarak fark vardı. Gruplar arasında akciğer kollapsı, malpozisyon, cerrahi görüş ve postoperatif boğaz ağrısı/yutma güçlüğü açısından anlamlı fark bulunmadı. Toraks cerrahisinde kullanılan çift lümenli endobronşiyal tüp ve bronşiyal blokerlerin ikisinin de etkin akciğer ventilasyonu sağladığı gözlendi.
SONUÇ: Sonuç olarak tek akciğer ventilasyonu sağlamak için fiberoptik bronkoskop eşliğinde yerleştirilen bronşiyal blokerlerin çift lümenli endobronşiyal tüplere göre malpozisyon oranlarının, akciğer lobu kollaps yeteneklerinin, postoperatif boğaz ağrısı ve yutma güçlüğü oranlarının benzer; yerleştirilme zamanlarının kısa olmasından dolayı bronşiyal blokerlerin çift lümenli endobronşiyal tüplere iyi bir alternatif olduğu düşüncesindeyiz.

5. 
Suriye iç savaşından etkilenen yoğun bakım hastalarının retrospektif değerlendirilmesi
Retrospective evalution of the patients who were affected by syrian civil war
Ertuğrul Kilic, Barıs Demiriz, Mehmet Levent Uygur, Murat Sürücü, Kadir Çınar, Abdullah Emre Yıldırım
doi: 10.5222/GKDAD.2015.030  Sayfalar 30 - 34 (1064 kere görüntülendi)
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı Suriye iç savaşından etkilenip yoğun bakım takibi gereken hastaların klinik durumlarını incelemektir.
YÖNTEMLER: 1 Ocak 2013 ile 31 Aralık 2013 tarihleri arasında Suriye iç savaşında etkilenerek hastanemiz Genel Yoğun Bakım Ünitesinde (GYBÜ) takip edilen hastaların klinik özellikleri, yoğun bakıma girişteki medikal durumları, yoğun bakım tedavileri, APACHE II skoruna göre beklenen ölüm oranı ile gerçekleşen ölüm oranları ve yatak doluluğu nedeni ile kabul edilemeyen hasta sayısı retrospektif değerlendirilmiştir
BULGULAR: GYBÜ‘nde takip edilen 740 hastanın 159’u (%21.4) Suriye’deki iç savaştan etkilenen yabancı uyruklu hastalar olmuştur. GYBÜ'ne yatışı talep edilen hasta sayısı 795 olup yatak doluluğu nedeni ile 55 (%6.9) hastanın yatışı kabul edilememiştir. Yaş ortalaması 34.3±12.4, cinsiyet dağılımı 36 kadın (%22.6), 123 erkek (%77.4) ve ortalama APACHE II skoru 24.2±13.7 ‘dir. En sık görülen yatış endikasyonları; çok odaklı şarapnel yaralanması (%42.7), ateşli silah yaranmasına bağlı subaraknoid kanama (SAK) (%42.1), göğüsten ateşli silah yaralanmasıdır(%5.6). GYBÜ’de toplam yatış gün sayısı 4300 iken Suriye kökenli hastaların yatış gün sayısı 1558 (%36.2) olarak gerçekleşmiştir. Ortalama yatış süreleri 9.7 gündür. GYBÜ’nin 2013 yılı ortalama mortalite oranı %26 iken Suriye kökenli hastalarda bu oran 49 exitus ile %30.8 olarak gerçekleşmiştir. Exitus olan hastaların 12’si (% 24.4) kadındır. Standardize edilmiş mortalite oranı [gözlenen mortalitenin (49/159), APACHE II skorlarına göre beklenen mortaliteye oranı (48/159) oranı] 1.02’dir
SONUÇ: APACHE II skorunun yüksek olması, ateşli silah yaralanmasının yüksek olması ve hastaların 100 km üzerinde bir mesafeden uygun olmayan şartlarında naklinin mortalite oranını arttırdığı gözlemlenmiştir

6. 
Kalp Cerrahisi Sonrası Gelişen Akut Solunum Yetersizliğinde Noninvaziv Mekanik Ventilasyon
Noninvasive Mechanical Ventilation For Acute Respiratory Failure Occured After Cardiac Surgery
Esra Eker, Ceren Köksal, Türkan Kudsioğlu, Nihan Yapıcı, Zuhal Aykaç, Ali Kemal Gür, Özgür Gürsu, Selvi Asker
doi: 10.5222/GKDAD.2015.035  Sayfalar 35 - 41 (1641 kere görüntülendi)
AMAÇ: Amaç: Kalp cerrahisi geçiren Kronik Obstruktif Akciğer Hastalarında (KOAH ); erken postoperatif dönemde gelişen akut solunum yetersizliğinde noninvaziv mekanik ventilasyon (NIMV) kullanılmasının hastanın solunumsal ve hemodinamik parametrelerine olan etkilerini araştırmaktır.
YÖNTEMLER: Gereç ve Yöntem: Açık kalp cerrahisi uygulanmış, ekstübasyon sonrası akut solunum yetersizliği gelişen 40 KOAH hastası çalışmaya alındı. Spontan solunumu olmayan, miyokard infarktüsü geçiren, aritmisi olan, hipotansiyon veya şok gelişen, koopere olamayan, yoğun sekresyonu ve yüzünde anatomik bozukluğu olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Postoperatif dönem 30. Dakikada Solunum hızı>24/dk ve/veya arter kan gaz analizinde; PaCO2>50mmHg, pH<7.30,PaO2 değeri 60 mmHg’nın altında olan veya PaO2/FiO2<250 olan hastalara 5cmH2O PEEP, 15cmH2O Pressure Support ventilatör ayarları ile oronazal maske kullanılarak NIMV uygulandı. PaCO2<45mmHg ve PaO2/FiO2>300 olması hedeflendi.
BULGULAR: Bulgular: Hastaların NIMV öncesine göre, NIMV uygulanmasından 1 ve 2 saat sonra kaydedilen ortalama arter basıncı(OAB), kalp hızı, solunum sayısı, PaCO2, PaO2, pH sonuçları istatistiksel olarak anlamlı değişti (p<0.05). PaO2 NIMV öncesine göre daha yüksek, PaCO2, kalp hızı, solunum sayısı, pH ve OAB daha düşük bulundu.
SONUÇ: Sonuç: Açık kalp cerrahisi uygulanan ve ekstübasyon sonrası solunum yetersizliği gelişen KOAH hastalarında, NIMV’un uygun şekilde kullanılması, hastanın solunumsal ve kardiak parametrelerini düzeltmektedir. Bu durum entübasyon tekrarlarını ve invaziv mekanik ventilasyon komplikasyonlarını önleyerek hastaların yoğun bakım ve hastanede kalış süreleri kısaltabilmektedir.

DERLEME
7. 
Kalp Cerrahisinde İyileşmeyi Hızlandıran Uygulamalar ve Hemşirelik
Nursing and Practices That Speed up Healing in Heart Surgery
Aynur Koyuncu, Fatma Eti Aslan, Ükke Karabacak, Ufuk Demirkılıç
doi: 10.5222/GKDAD.2015.042  Sayfalar 42 - 50 (1331 kere görüntülendi)
Fast track protokolleri; cerrahi sonrası iyileşmeyi hızlandıran uygulamalar olarak tanımlanmaktadır. Kalp cerrahisinde minimal invaziv cerrahi teknikler, epidural ve bölgesel anestezi, yaygınlaşmaktadır. Optimal ağrı kontrolü, erken ekstübasyon, erken mobilizasyon, erken beslenme, kan transfüzyonlarının azaltılması, normoterminin sürdürülmesi gibi uygulamalar; cerrahi stres yanıtı, komplikasyonları, hastanede kalma süresini ve maliyetleri azaltmakta, iyileşmeyi hızlandırmaktadır. Günümüzde fast track protokolleri kalp cerrahisinde üzerinde yoğun çalışılan bir alan haline gelmiştir. Bu makalede kalp cerrahisi sonrasında yoğun bakımda iyileşmeyi hızlandıran uygulamalara ait literatür bilgilerinin derlenmesi amaçlanmıştır. Fast track protokolleri; standart uygulamalar yerine hastanın bireyselliğini ön plana çıkaran, sürekli izlemi ve değerlendirmeyi gerektiren dinamik bir süreci ifade eder. Ekip sinerjisinin sağlanması multimodal yaklaşımların uygulanabilirliğini ve fast track protokollerinin başarısını arttıracak bir unsurdur.

OLGU SUNUMU
8. 
Derin hiponatreminin hızla düzeltilmesi olgusu
Rapidly correction of profound hyponatremia: a case report
Ufuk Kuyrukluyıldız, Güldane Karabakan, Orhan Binici, Fatih Özçiçek, Ayşin Alagöl
doi: 10.5222/GKDAD.2015.051  Sayfalar 51 - 54 (3172 kere görüntülendi)
44 yaşında bilinç bulanıklığı ile acil servise getirilen hastanın Glaskow Koma Skoru: 10. Biyokimyasal analizinde sodyum 111 mEq/L. Kranial tomografi normaldi.Nöbet aktivitesi gelişmesi üzerine hava yolu güvenliği için orotrakeal entübe edilerek yoğun bakım ünitesine alındı. Acil serviste 1000 cc SF infüzyonu sonrası kontrol sodyumu 117 mEq/L olarak saptanmış. Klavuz doğrultusunda %3 NaCl 150 cc infüzyonu 20 dakikada uygulandı.Kontrol sodyum 121 mEq/L bulundu. Tekrar 20 dakikada 150 cc %3 hipertonik NaCl uygulandı.Kontrol değer 125 mEq/L.Algoritma doğrultusunda %0.9 luk SF ile replasmana devam edildi.24.Saatteki sodyum 127 mEq/L, 48.Saat sodyum 134 mEq/L saptandı. Yoğun bakıma yatışının 4. gününde ekstübe edildi.5.gününde psikiyatri servisine nakledildi.10. Gününde kranial MR sonucunda herhangi bir patoloji gözlenmedi. Klinik muayenesi doğal olan,yatışının 11. gününde taburcu edildi.Sonuç olarak ESICM, ESE ve ERA-EDTA tarafından hazırlanan hiponatremi klavuzundaki ilk saatte sodyum düzeyinin en az 5 mEq/L artırılması hedefine ulaşılarak derin hiponatremi olgumuzda herhangi bir komplikasyon gelişmeden klinik başarı sağladık

9. 
Septoplasti Sonrası Negatif Basınçlı Akciğer Ödemi
Negative pressure pulmonary edema after septoplasty
İsa Yıldız, Sibel Akgül, Hülya Erten, Hacı Yusuf Güneş, Ümit Moğulkoç, Hakan Bayır
doi: 10.5222/GKDAD.2015.055  Sayfalar 55 - 58 (1759 kere görüntülendi)
Negatif basınçlı pulmoner ödem üst solunum yolu tıkanıklığına bağlı olarak gelişen nadir ancak ciddi bir komplikasyondur. Etyolojik en sık nedeni laringospazmdır ve sıklıkla hipoksi ile seyreder. Bu sunuda 24 yaşında septoplasti operasyonu geçiren, ekstübasyon sonrası laringospazma bağlı negatif basınçlı akciğer ödemi (NBAÖ) gelişen ve tedavisinde esas olarak non-invazif pozitif basınçlı ventilasyon kullanılan olgu bildirilmiştir.

10. 
Hipofarenksteki Sekresyona Bağlı Laringospazmın Tetiklediği Negatif Basınçlı Akciğer Ödemi
Negative Pressure Pulmonary Oedema triggered by laryngospasm due to secretion of hypofarynx
Rabia Koçulu, Zeliha Aslı Demir
doi: 10.5222/GKDAD.2015.059  Sayfalar 59 - 62 (1134 kere görüntülendi)
Negatif basınçlı akciğer ödemi; genel anestezi sonrası erken postoperatif dönemde görülen, genellikle üst hava yolu obstrüksüyonuna bağlı olarak gelişen bir komplikasyondur. Bu yazıda sekresyona bağlı laringospazm ile tetiklenen negatif basınçlı akciğer ödemini tartışmayı amaçladık.

11. 
Simetrik periferik gangren: Olgu sunumu
Symmetrical Peripheral Gangrene: A Case Study
Faruk Çiçekci, Çiğdem Sizer, Şule Arıcan
doi: 10.5222/GKDAD.2015.063  Sayfalar 63 - 66 (980 kere görüntülendi)
Simetrik periferik gangrene (SPG), büyük ven tıkanıklığı olmaksızın iki ya da daha fazla extremite iskemisi olarak tarif edilmektedir. 78 yaşında bayan hasta, hipertansiyon, kronik obstüriktif akciğer hastalığı, konjestif kalp hastalığı ve serebrovasküler atak nedeni ile yoğun bakımda yatırıldı. Hasta yüksek doz vazopresör tedavisine rağmen hipotansif seyretti. Sepsis ve DIC tablosu geliştikten sonra sağ ayakta daha belirgin, sağ el 1., 2. ve 3. distal digitallerinde hızlı gelişen gangrenöz nekroz görüldü. Noradrenalin ve diğer vazopresör ajanların infüzyonu azaltılarak kesildi. SPG tablosu tedavisi için yoğun sıvı replasmanı, Rheomacrodex ve pentoksifilin uygulandı. Ayaktaki siyatonik görünüm kayboldu ancak sağ elde kuru gangrenöz yapılar kalıcı hale geldi. Hasta yoğun bakımın 18. günü multiple organ yetmezliğinden öldü.

EDITÖRE MEKTUP
12. 
Sezaryende oksitosin infüzyonundan sonra gözlenen anafilaksi gerçekten oksitosine mi bağlı?
Does anaphylaxis observed after oxytocin infusion during caesarean really due to oxytocin?
Berrin Günaydın, Ayça Taş Tuna, Hakan Dayanır, Figen Atak
doi: 10.5222/GKDAD.2015.068  Sayfalar 67 - 68 (1077 kere görüntülendi)
Makale Özeti |Tam Metin PDF

13. 
Koroner Arter Bypass Cerrahisinde Miyotonik Müsküler Distrofili Hastada Anestezi Yönetimi
Anaesthetic management of coronaryartery bypass surgery in a patient with myotonic muscular dystrophy
Türkan Kudsioğlu, Hüseyin Kuplay, Nazan Atalan, Gökçen Orhan, Nihan Yapıcı, Zuhal Aykaç
doi: 10.5222/GKDAD.2015.069  Sayfalar 69 - 70 (893 kere görüntülendi)
Makale Özeti |Tam Metin PDF

LookUs & Online Makale