AMAÇ: Çalışmamızda, elektif koroner arter baypas greft (KABG) ameliyatlarında off-pump ve kardiyopulmoner baypas (KPB) tekniklerinin deliryum gelişimi üzerine etkilerinin karşılaştırılmasını amaçlandı.
YÖNTEMLER: 20-80 yaş arası KPB tekniği ile ameliyat olacak 40 olgu (Grup 1) ve off-pump teknikle ameliyat olacak 30 olgu (Grup 2) çalışmaya alındı. Ameliyattan birgün önce “Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği” testi ve psikiyatri kliniği tarafından “Kısa Kognitif Muayene Ölçeği” uygulanıp puanları kaydedildi. Postoperatif dönemde hastalara psikiyatri kliniği tarafından 24. ve 72. saatlerde “Deliryum Derecelendirme Ölçeği (DDÖ)” uygulandı.
BULGULAR: Her 2 grupta DSM-IV kriterlerine göre deliryum tanısı alan ve DDÖ ile 12 puan üstünde alan olgu saptanmadı. İki grup, 24. ve 72. saatteki DDÖ puanlarına göre karşılaştırıldı. Grup 1’de anestezi ve yoğun bakımda kalış süresi, Grup 2’de ise yalnızca yoğun bakımda kalış süresi 24. ve 72. saat DDÖ puanları ile istatistiksel olarak anlamlı korelasyon gösterdi. (p<0.05) Grup 1’de sigara ve beta-bloker kullananların DDÖ 72. saat puanları kullanmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek, Grup 2’de statin kullananların DDÖ 72. saat puanları kullanmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düşük saptandı (p<0.05). Grup 1’de, Grup 2’ye göre anestezi süresi, ameliyat süresi ve transfüzyon gereksiniminden bağımsız olarak DDÖ 24 puanları istatistiksel olarak anlamlı yüksek saptandı. Grup 1’de Grup 2’ye göre ameliyat süresi ve transfüzyon gereksiniminden bağımsız olarak ve anestezi süresi < 180 dk. olduğunda DDÖ 72 puanları istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulundu.
SONUÇ: Sigara ve ß-bloker kullanımının, anestezi ve yoğun bakımda kalış süresinin uzun olmasının deliryum için risk faktörü olabileceğini, statin kullanımının ise riski azaltabileceğini düşünmekteyiz.
OBJECTIVE: In our study, we aimed to compare the effects of cardiopulmonary technique and off-pump technique on the progress of delirium in elective coronary artery by-pass graft surgeries.
METHODS: Between the ages of 20-80; 40 cases scheduled for cardiopulmonary by- pass (Group 1) and 30 cases for off-pump techniques (Group 2) were involved in our study. “Patient anxiety and depression scale” test and “short cognitive examination scale” were performed and the scores were recorded the day before the surgery. On postoperative 24 hours and 72 hours “delirium grading scale” (DGS) assessments were performed by the pschiatry clinic.
RESULTS: There were no patients with delirium diagnosis according to DSM-IV criteria and none of the patients scored more than 12 points with DGS. Two groups were compared with their 24th and 72nd hour DGS results. In Group 1, 24th and 72nd hour- DGS scores showed a statistically significant correlation between the time of anesthesia and intensive care unit stay (p<0.05). However, in Group 2 there was a statistically significant correlation only between intensive care unit stay and 24th and 72nd hour-DGS scores (p<0.05). In Group 1, smoking and use of ß-blockers statistically increased the DGS scores on 72nd hour (p<0.05). In Group 2, use of statins statistically decreased the DGS scores on 72nd hour (p<0.05). Compared to Group 2, independent of anesthesia, and operative times, and necessity of transfusion, 24th hour- DGS scores were higher in Group 1. Compared to Group 2, independent of operative times, and necessity of transfusion, when anesthesia time was < 180 minutes 72nd hour- DGS scores were significantly higher in Group 1.
CONCLUSION: We think that smoking, use of ß-blockers, duration of anesthesia and intensive care unit stay may be a risk for delirium, use of statins seem to decrease the risk.