Objectives: Primary target of the study was identifying pulmonary interstitial edema (IE) with lung ultrasonography after open-heart surgery and searching the reasons of edema.
Methods: At the end of the surgery, patients divided in two groups: Group Control: No IE and lung ultrasound (LUS) Score <17. Group IE: IE, LUS score ≥17. All clinical, hemodynamic data, and LUS score were recorded at the beginning (t0), at the end of surgery (t1), at post-operative 4th h (t2), 24th (t3), and 48th h (t4).
Results: The mean LUS score of Group IE (n=32, 58%) was 20.8±4.3 and those of patients in Group C mean LUS skore (t1) of 16.2±3.7 (n=23, %42) points at the end of the surgery (t1). In Group IE, serum lactate level was higher than control group (respectively, 2.0±0.8, 1.6±0.8, p=0.04, p<0.02). There was statistically significant positive correlation between LUS scores at the postoperatively 4th h (t2) and central venous pressure (CVP) at the beginning (t0) (r=0.27 p=0.04). There was significantly positive correlation between LUS scores (t2) at the postoperatively 4th h and duration of stay in intensive care unit (ICU) (r=0.35 p<0.01). There was negative correlation between CVP at the beginning (t0) and the pump balance during cardiopulmonary by-pass (r=0.29 p=0.03).
Conclusion: The values of CVP, post-operative serum lactate levels, and the length of stay in ICU are found higher in patients with pulmonary IE. The patients with IE had more negative fluid balance in cardiopulmonary bypass (CPB). The presence of diabetes and renal failure, type of surgery, ejection fraction, duration of cross-clamp and CPB did not associated with pulmonary edema in this study. Evaluation of pulmonary IE by lung US method after open heart surgery is valuable in terms of being able to be applied at the bedside, being non-invasive, and providing information about fluid balance.
Amaç: Çalışmanın birincil amacı, açık kalp cerrahisi sonrası interstisyel ödemi akciğer ultrasonografisi ile saptamak ve nedenlerini araştırmaktır.
Yöntem: Cerrahinin sonunda olgular iki gruba ayrıldı; grup kontrol (C) ve grup interstisyel ödem (İÖ). Grup C: İnterstisyel ödem yok, akciğer ultrasonografi (LUS) skoru <17; Grup İÖ: İnterstisyel ödem var, LUS skoru ≥17. Klinik, hemodinamik veriler ve LUS skorları başlangıçta (t0), cerrahinin sonunda (t1), cerrahi sonrası dördüncü saatte (t2), 24. saatte (t3) ve 48. saatte (t4) kaydedildi.
Bulgular: Ortalama LUS skoru, cerrahinin sonunda (t1), grup İÖ’de (n=32, %58) 20,8±4,3, grup C’de (n=23, %42) ise 16,2±3,7 idi. Serum laktat seviyesi, grup İÖ’de grup C’dekilerden anlamlı olarak daha yüksekti (sırasıyla, 2,0±0,8, 1,6±0,8, p=0,04, p<0,02). Postoperatif dördüncü saatte (t2) LUS skorları ile başlangıçtaki santral venöz basınç (t0) değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif korelasyon vardı (r=0,27, p=0,04). Postoperatif dördüncü saatte (t2) LUS skorları ile yoğun bakımda kalış süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif korelasyon vardı (r=0,35, p<0,01). Başlangıçtaki santral venöz basınç (t0) ile kardiyopulmoner bay-pas sırasındaki sıvı dengesi arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif korelasyon bulundu (r=0,29, p=0,03).
Sonuç: İnterstisyel ödemli hastalarda başlangıçta santral venöz basınç, laktat değerleri ve yoğun bakımda kalma süreleri daha yüksekti. İnterstisyel ödemli hastalar, kardiyopulmoner baypasta sıvı dengesinde daha negatif olan hastalardı. Diyabet, renal yetmezliğin varlığı, cerrahinin tipi, ejeksiyon fraksiyonu, krosklemp süresi ve kardiyopulmoner baypas süresi, bu çalışmada pulmoner ödemle birlikte değildi. İnterstisyel akciğer ödeminin kalp cerrahisi sonrası akciğer ultrasonografi yöntemi ile değerlendirilmesi yatak başında uygulanabilmesi, noninvaziv olması ve sıvı dengesi hakkında bilgi sağlaması açısından değerlidir.