INTRODUCTION: It is well known that blood transfusion increase the morbidity and mortality in the cardiac surgery. The impact of transfusion of blood and blood products which were administrated intraoperative and postoperatif first six hours in patients underwent CABG surgery was evaluated.
METHODS: Between January 2011-November 2012, patients underwent CABG surgery were included in this study. Patients were divided into groups according to type of blood products and number of units transfused. Renal dysfunction, acute lung injury, new cerebrovascular event, atrial fibrilation, the presence of infection in the first 24 hours, duration of intensive care unit stay and mechanical ventilation support and mortality rates were compared between these groups. Daily chest drainage, urine output, fluid balance, quantity of fluid, laboratory tests were also evaluated.
RESULTS: 317 patients(78%) were male, 90 patients(22%) were female. Mean age was 61,2 ± 9,92. No transfusion was administered in 48 patients(12%). 359(88%) patients underwent at least 1 unit transfusion. Of these, 164 patients(40%) received 1 to 2 units, 102 patients(25%) received 3 to 4 units, 66 patients(16%) received 5 to 7 units and 27 patients(6%) received more than 7. No transfusion of erythrocyte suspansion(ERT) was administered in 184 patient(45.3%). 196 patients(48.1%) received 1 to 2 units ERT and 27 patients(6.6%) received three or more ERT. No transfusion of fresh frozen plasma(FFP) was administered in 140 patient(34.4%). 196 patients(48.2%) received 1 to 2 units FFP and 71 patients(17.4%) received more than two units FFP. Patients receiving transfusions had higher postoperative mortality and complications rates. We observed that when the ERT and FFP units increased, the rates of mortality and complications were also increasing. Multiple logistic regression analyses revealed that FFP transfusion is the foremost risk factor for mortality
DISCUSSION AND CONCLUSION: Findings of our study revealed that blood and blood product transfusion is associated with a dose dependent increase in the mortality and morbidity in patients underwent CABG surgery. Whether transfusion causes adverse outcome or is an alternate marker for a sicker patient cannot be determined from this findings.
GİRİŞ ve AMAÇ: Kan transfüzyonlarının, kardiyak cerrahide morbidite ve mortaliteyi arttırdığı bilinmektedir. KABG cerrahisi geçiren hastalarda intraoperatif ve postoperatif ilk altı saatte yapılan kan ve kan ürünü transfüzyonlarının postoperatif komplikasyonlar üzerine etkileri araştırıldı.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Ocak 2011–Kasım 2012 tarihleri arasında KABG cerrahisi geçirmiş hastalar çalışmaya alındı. Ünite sayısına ve kan ürünü tipine göre gruplar oluşturuldu. Böbrek fonksiyonlarında bozulma, akut akciğer hasarı, yeni başlayan serebrovasküler olay, atriyal fibrilasyon atağı, ilk 24 saatte enfeksiyon, yoğun bakım ve mekanik ventilatör süresi, mortalite karşılaştırıldı. Günlük drenaj, idrar çıkışı, sıvı dengesi, sıvı miktarı, laboratuvar testleri değerlendirildi.
BULGULAR: 317 hasta(%78) erkek, 90 hasta(%22) kadındı, yaş ortalaması 61,2± 9,92 idi. 48 hastada(%12) hiç transfüzyon yapılmadığı, 359 hastada(%88) ise bir ünite transfüzyon yapıldığı gösterildi. 1-2 ünite transfüzyon yapılan hasta sayısı 164(%40), 3-4 ünite transfüzyon yapılan hasta sayısı 102(%25), 5-7 ünite transfüzyon yapılan hasta sayısı 66(%16), 7 üniteden fazla transfüzyon yapılan hasta sayısı 27'idi(%7). 184 hastanın(%45,3) eritrosit süspansiyonu(ERT) almadığı, 196 hastanın(%48,1) 1-2 ünite, 27 hastanın(%6,6) ise 2 ünite üzeri ERT aldığı gözlendi. 140 hastada(%34,4) taze donmuş plazma(TDP) transfüzyonu yapılmadığı, 196 hastanın(%48,2) 1-2 ünite ve 71 hastanın(%17,4) ise 2 ünite üzeri TDP aldığı saptandı. Transfüzyon alanlarda, postop mortalite ve komplikasyonun artmış olduğu saptandı. ERT ve TDP transfüzyonu alan hastaların, ünite sayısı arttıkça komplikasyon ve mortalitenin arttığı görüldü. Çoklu lojistik regresyon analizinde, mortalite için en önemli risk faktörünün TDP transfüzyonu olduğu görüldü.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Amaç: Kan transfüzyonlarının, kardiyak cerrahide morbidite ve mortaliteyi arttırdığı bilinmektedir. KABG cerrahisi geçiren hastalarda intraoperatif ve postoperatif ilk altı saatte yapılan kan ve kan ürünü transfüzyonlarının postoperatif komplikasyonlar üzerine etkileri araştırıldı.
Yöntem: Ocak 2011–Kasım 2012 tarihleri arasında KABG cerrahisi geçirmiş hastalar çalışmaya alındı. Ünite sayısına ve kan ürünü tipine göre gruplar oluşturuldu. Böbrek fonksiyonlarında bozulma, akut akciğer hasarı, yeni başlayan serebrovasküler olay, atriyal fibrilasyon atağı, ilk 24 saatte enfeksiyon, yoğun bakım ve mekanik ventilatör süresi, mortalite karşılaştırıldı. Günlük drenaj, idrar çıkışı, sıvı dengesi, sıvı miktarı, laboratuvar testleri değerlendirildi.
Bulgular: 317 hasta(%78) erkek, 90 hasta(%22) kadındı, yaş ortalaması 61,2± 9,92 idi. 48 hastada(%12) hiç transfüzyon yapılmadığı, 359 hastada(%88) ise bir ünite transfüzyon yapıldığı gösterildi. 1-2 ünite transfüzyon yapılan hasta sayısı 164(%40), 3-4 ünite transfüzyon yapılan hasta sayısı 102(%25), 5-7 ünite transfüzyon yapılan hasta sayısı 66(%16), 7 üniteden fazla transfüzyon yapılan hasta sayısı 27'idi(%7). 184 hastanın(%45,3) eritrosit süspansiyonu(ERT) almadığı, 196 hastanın(%48,1) 1-2 ünite, 27 hastanın(%6,6) ise 2 ünite üzeri ERT aldığı gözlendi. 140 hastada(%34,4) taze donmuş plazma(TDP) transfüzyonu yapılmadığı, 196 hastanın(%48,2) 1-2 ünite ve 71 hastanın(%17,4) ise 2 ünite üzeri TDP aldığı saptandı. Transfüzyon alanlarda, postop mortalite ve komplikasyonun artmış olduğu saptandı. ERT ve TDP transfüzyonu alan hastaların, ünite sayısı arttıkça komplikasyon ve mortalitenin arttığı görüldü. Çoklu lojistik regresyon analizinde, mortalite için en önemli risk faktörünün TDP transfüzyonu olduğu görüldü.
Sonuç: Sonuçlarımız, kan ve kan ürünü transfüzyonunun KABG cerrahisinde ünite sayısı ile ilişkili olarak postoperatif komplikasyonları ve mortaliteyi arttırdığını göstermektedir. Ancak transfüzyonun mu buna neden olduğu, yoksa transfüzyonun kötü hastaların bir belirteci mi olduğunu ayırt etmek için sonuçlarımız yeterli değildir.