INTRODUCTION: It was observed that postoperative 30-day mortality increased due to symptomatic and silent myocardial damage and this risk continued in the long term. The primary aim of our study was to investigate the history of myocardial infarction in a 1-year period for patients aged 45 years and older who underwent urological surgery in our hospital. The second aim of this study was to determine how accurate the patients in the early postoperative period might be at risk for myocardial infarction and to determine how a cardiac follow-up was performed.
METHODS: The files of 900 patients aged 45 years and over who underwent urological surgery were analyzed retrospectively. Preoperative comorbidities and myocardial infarction were recorded. Postoperative Hs-troponinT values (if studied) were reached. Patients were contacted by phone for 1 year mortality and cardiac event investigation.
RESULTS: 608 patients were included in our study. In the postoperative one-year period, patients were diagnosed with MI at a rate of 6.7% (41 patients). This rate was found to be 10.8% in patients 65 years and older. The number of patients with 30-day mortality due to MI was 3 (0.49%). The number of patients with 1-year mortality was found to be 25 (4.1%). 26 patients had CAD, 12 patients had DM, 11 patients had CHF. However, postoperative ECG, CK-MB and troponin were evaluated in 7 of these patients and cardiology consultation was requested.
DISCUSSION AND CONCLUSION: The results of this study show that we are insufficient to detect perioperative silent and obvious myocardial damage. We think that postoperative troponin follow-up is very important especially in patients with advanced elderly and co-morbidities. We recommend performing cardiac follow-ups in risky patients even if they have had daily surgery. Because simple cardiac follow-ups (troponin, ECG, pain follow-up) are important for advanced cardiac interventions (cardiac catheterization, percutaneous cardiac interventions, surgery, intensive care) that may be required in patients.
GİRİŞ ve AMAÇ: Postoperatif 30-günlük mortalitenin semptomatik ve sessiz miyokardiyal hasarlanmalara bağlı olarak arttığı ve bu riskin uzun vadede de devam ettiği gözlenmiştir.Çalışmamızın primer amacı, hastanemizde ürolojik cerrahi geçiren 45 yaş ve üstü hastaları, postoperatif 1 yıllık dönemde miyokardiyal infarktüs öyküsü açısından araştırmaktır. Sekonder amacı ise erken postoperatif dönemde miyokardiyal infarktüs açısından riskli olabilecek hastaların ne kadar doğru değerlendirildiği ve nasıl bir kardiyak izlem yapıldığını belirlemektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Ürolojik cerrahi geçiren 45 yaş ve üstü 900 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi. Preoperatif eşlik eden hastalıkları ve myokardiyal infarktüs hikayeleri kayıt edildi. Postoperatif Hs-troponinT değerlerine (eğer çalışıldı ise) ulaşıldı. Hastalara 1 yıllık mortalite ve kardiyak olay soruşturması için telefon ile ulaşıldı.
BULGULAR: Çalışmamıza 608 hasta dahil edimiştir. Postoperatif bir yıllık dönemde hastaların % 6.7(41 hasta) oranında MI tanısı aldığı görülmüştür. Bu oran 65 yaş ve üzeri hastalarda % 10.8 olarak bulunmuştur. MI sebebiyle 30-günlük mortalite görülen hasta sayısı 3 (%0.49) olduğu görülmüştür. 1 yıllık mortalite görülen hasta sayısı 25(%4.1) olarak bulunmuştur.MI tespit edilen 41hasta değerlendirildiğinde; 26hastada KAH, 12hastada DM, 11hastada KKY olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu hastalardan 7’sinde postoperatif EKG, CK-MB ve troponin değerlendirilmiş olup, kardiyoloji konsultasyonu istendiği görülmüştür.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışmanın sonuçları gösteriyor ki, perioperatif sessiz ve bariz miyokardiyal hasarı tespit etmede yetersiz kalmaktayız. Özellikle ileri yaşlı ve ko-morbiditeleri olan hastalarda, postoperatif troponin takibinin oldukça önemli olduğu düşünmekteyiz. Günübirlik cerrahi geçirmiş bile olsa, riskli hastalarda kardiyak izlemlerinin yapılmasını önermekteyiz.Çünkü yapılan basit kardiyak izlemler (troponin, EKG, ağrı takibi), klinisyenlere hastalarda gerekli olabilecek ileri kardiyak girişimler için (kardiyak kateterizasyon, perkutan kardiyak girişimler, cerrahi, yoğun bakıma transfer) önemli bilgiler verecektir.