Objectives: Therapeutic hypothermia (TH) is applied to regain the quality of life in patients whose spontaneous blood circulation returns after cardiopulmonary resuscitation (CPR). In our study, we investigated the effects of TH after CPR.
Methods: The findings of patients who underwent TH (Group 1, n=32) were compared with those of normothermic patients (Group 2, n=37) in this retrospective study. Recorded data were demographic data, comorbid diseases, causes of cardiac arrest, cardiac arrest rhythms, return times of spontaneous circulation, Glasgow coma scale, deep tendon reflex and brainstem reflex, extubation times, durations of intensive care unit (ICU) stay, and complications.
Results: Extubation time in Group 1 (4.74±2.80 days) was shorter than in Group 2 (9.55±10.16 days). The length of stay in the ICU was shorter in Group 1 (7.96±5.10 days) compared to in Group 2 (13.40±11.40 days). Incidence of epileptic seizure activity was lower in Group 1 (16.2%) than in Group 2 (46.9%). Although Glasgow coma scale score evaluated at discharge was higher in Group 1, this difference was not statistically significant (p>0.05).
Conclusion: We consider that the use of TH in patients whose spontaneous blood circulation was restored by CPR procedure after cardiac arrest has significant and positive effects on recovering the quality of life.
Amaç: Kardiyopulmoner resüsitasyon sonrası spontan kan dolaşımı geri dönen hastalarda yaşam kalitesinin yeniden kazanılmasında terapötik hipotermi uygulanmaktadır. Çalışmamızda kardiyopulmoner resüsitasyon sonrası terapötik hipoterminin etkilerini araştırdık.
Yöntem: Bu retrospektif çalışmada terapötik hipotermi yapılan hastaların (Grup 1, n=32) bulguları normotermik hastaların (Grup 2, n=37) bulguları ile karşılaştırıldı. Kaydedilen veriler; demografik veriler, komorbid hastalıklar, kardiyak arrest nedenleri, kardiyak arrest ritimleri, spontan dolaşım dönüş süreleri, Glasgow koma skalası, derin tendon refleksi ve beyin sapı refleksi, ekstübasyon süreleri, yoğun bakımda kalış süreleri ve komplikasyonlardır.
Bulgular: Ekstübasyon süresi Grup 1’de (4,74±2,80 gün) Grup 2’den (9,55±10,16 gün) daha kısaydı. Yoğun bakımda kalış süresi Grup 1’de (7,96±5,10 gün) Grup 2’ye (13,40±11,40 gün) göre daha kısaydı. Epileptik nöbet aktivitesinin insidansı Grup 1’de (%16,2) Grup 2’ye (%46,9) göre daha düşüktü. Grup 1’de taburculukta değerlendirilen Glasgow koma skalası skoru daha yüksek olmasına rağmen bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0,05).
Sonuç: Kardiyak arrest sonrası kardiyopulmoner resüsitasyon işlemi ile spontan kan dolaşımı düzelen hastalarda terapötik hipotermi kullanımının yaşam kalitesinin düzelmesi üzerinde önemli ve olumlu etkileri olduğunu düşünüyoruz.